Sushi Love




Google Arama Motoru Müdürlüğü
Arama Formu

1. Aramak istediğiniz sözcüğü yukarıdaki kutuya okunaklı olarak yazınız.
2. Bu sözcüğü bulmanız halinde ne amaçla kullanacağınızı ayrıntılı bir şekilde anlatınız.
3. Daha önce bu sözcüğü aradınız mı ya da ailenizde arayan var mı, belirtiniz.


Ad-Soyad :
T.C Kimlik No :
Adres :


Kaynak; http://www.ntvmsnbc.com/news/463967.asp

ne yapmali?


ne yapmalı?.. bugüne kadar sürdürdüğüm gibi, çevremdeki kişilerin davranış ve tutumlarını bilinçsiz bir aldırmazlıkla benimseyerek bu renksiz, kokusuz varlıkla yetinmeli mi; yoksa, başkalarından farklı olan, başkalarının isteğinden çok farklı, köklü bir eylem isteyen gerçek bir insan gibi bu miskin varlığı kökten değiştirmeli mi?

en basit sorunların çözümünde bile bocalayan bu sözde devrimci gölgeyi, hiç düzeltmeden, biraz olsun çekidüzen vermeden amaç edindiğimiz ülküleri gerçekleştirmek için hemen kavganın ortasına atıverelim mi? kendini yönetmeyi beceremeyen kişileri, toplumları yönetmek, onlara yeni yollar göstermek için hemen başa geçirelim mi? yoksa, toplu eylemlerde kütlelerin başına belâ olan zayıf kişilikleri önce sert ve sıkı bir sınavdan mı geçirmeli?


Oguz Atay "tutunamayanlar sayfa doksanuc"

amazing


Turkiye'de bunu yapan varsa soyleyin, bulun, buldurun olmadi...

Amerika'da var ben buldum :)



ic diyor $eytan** :)

**yeni raki

mektup

Okan Bayulgen'in rahmetli Boran Kaya icin yazdigi buruk agit...

oglum,
sana bu mektubu bizim cehenemden yaziyorum. bir yasima daha giricem nerdeyse. tabi bundan haberin yok senin . kronomometreye erken bastigin icin beni hep yakisikli hatirliycaksin. bizi bırakip gittigin yerde eski guzel gunleri dusunup hayiflanicaksin.
ama dur
sen hatirliyor musun beni ?
peki sen herhangi biseyi hatirliyor musun ?
ben 20 ydim tanistigimizda, sen beni en son 35 imde gordun istanbul'da. sonra sen kas'ta oldun o aksam ayni anda geldik antalya'ya. sen beni gormedin ben sana bakiyorken . ben sana oyle dikkatli baktim ki oglum ayrilirken sen iyi ki gormedin beni. yoksa gozgoze gelir gulerdik eskisi gibi. olmadik biyerde gulerdik ya hani. oyle olurdu yine. gozlerimizi kacirirdik ciddiyeti bozmamak icin. hani sahnede oldugu gibi. sen aglarken bakamazdim ya sana. sinirimi bozardin gulerdim . cunku sen her boktan sikayet ederdin oglum. oyle cok sikayet ederdin ki . sonunda sikilir gulerdim. sonra sende sikilirdin kendinden baskasi gibi olmak isterdin. mutlu olan bir baskasi gibi... dert etmeyen biri.. hani benim gibi biri. bir sey diyim mi sana oglum simdi donsen buralara ... ne gidilecek bir yol... ne ugruna alunecek bi kadin... her neyse... ama kadinlari cok dert ederdin sen... ama onlar seni severdi oglum..ama sen cok aglardin onlar icin... sevemezdin kendini bir turlu onlar seni cok sevse de . senin gibi olmak istemezdim o zaman... daha cok sevin beni... daha cok gulun bana beni daha cok isteyin...daha cok . ama seni en cok ben...!
bisey diyim mi sana oglum ? simdi donsen buralara ne gidilecek bir yol... ne ugruna olunecek bir kadin... ne de sabahlara kadar konusak sana vaadettiklerim... kandirdim seni oglum. parayi dert etme diye. yok oyle bi sey basarisizlik diye, illa da bir baskasi olmaya calisma salak gibi, bir kadin icin olme diye kandirdim.!!
artik umurunda degil mi bunlar? artik bozulmuyorsun bu islere ? askin da bi onemi kalmadi mi yoksa? o kadin icin olmez misin bir daha? ne var bir kere daha olsen... degmez mi o kadin buna? hani .. hani degerdi ? ciplak ayaklariyla yururken mezarinin ustunden keyiflenmiycekmisin topragin bes kat altinda? oyle de oldu zaten... vasiyet ettigin gibi ciplak ayakli kiza.
biraktin degil mi oglum ? biraktin... gittin... peki...
ama ben burdayim hala ben devam ediyorum. peki sen bakiyor musun bana ordan, guluyor musun bana, saniyor musun ben ayni sarkiyi soyluyorum? beni daha cok sevin beni... daha cok gulun bana beni daha cok isteyin...beni daha cok ozleyin . ama seni en cok ben.... ben... hayir ben cok degistim oglum bir baskasi degilim artik. vazgectim maymunlarin dunyasindan . biraktim alkislari. istemiyorum kahalari, stemiyorum bir aptal gibi yaslanmak . iste belki de bu yuzden seni en cok ben , en cok ozluyorum benim olu arkadasim....

broken



saturno- nicin kalbimi kiriyorsun joy?
joy- dokunmuyorum bile ona.
saturno- i$te ondan kiriliyor.

kubilay tuncer'in olagan mucizeler isimli eserinden

À l'intérieur


2007 Fransiz yapimi bir gerilim filmi... Film cekimlerinde galonlarca kan kullanilmis, gerilimi her dakikasinda dorukta tutarak ekrana adeta yapistiriyor..

izlenmesi tarafimdan oneriliyor...

daha ne bekliyorsunuz?

Yilmaz Ozdil'in bugun(07.10.2008) tarihli yazisindan alintidir....

Eğip bükmeden soralım...

*

Son 5-6 yılda...

PKK’lı mı tıktık içeri?

Subay-astsubay mı?

*

Eli silahlı teröristlere habire af çıkarırken; İstiklal Madalyası sahibi Jandarma Genel Komutanı’nı hapse atıp, beyin kanaması geçirene kadar içerde tutmadık mı?

PKK’ya yataklık yaptığı için hapiste yatan kadını, çıkarıp, Meclis’e sokarken, Cumhurbaşkanı’nın masasına davet ederken; 1’inci Ordu Komutanı’nı "terör örgütü kurmak"tan içeri tıkmadık mı?

Şehide "kelle" dediği için tazminat ödemeye mahkûm olan, "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir canım kardeşim" diyen Başbakan’a, "Bravo, aynen devam" deyip, yüzde 47 oy vermedik mi?

PKK, hastalanmaması için serçe parmağının tansiyonu bile ölçülen Abdullah Öcalan’ın saçı kesildi diye, kalkışma provası yapıp, Diyarbakır’ı yakıp yıktığında, polisin-askerin elini tutup, "Cana geleceğine mala gelsin" diyen Diyarbakır Valisi’ne "aferin" deyip, Başbakanlık Müsteşarı yapmadık mı?

Kafamızda Amerikan çuvalıyla gezerken, koordinatör saçmalığı icat edip, "Amerika bizi çok seviyor, istihbarat verecek" demedik mi?

"Amerika istedi diye harekátı kısa kestik, içerde parça bıraktık, o kampları tutmamız gerekirdi" dediği için, neredeyse "vatan haini" ilan edilen Deniz Baykal, o kamplardan gelen teröristler önceki gün Aktütün’ü bastığında haklı çıkmadı mı?

Irak’taki hacivat "Kedi bile vermem" derken; yaralı PKK’lıların tedavi edildiği Kuzey Irak’taki hastaneyi bile kendi ellerimizle yapmadık mı?

Vatandaşa zam üstüne zam geçirirken, PKK’yı koynunda besleyen Barzani’ye, Talabani’ye yarı fiyatına elektrik vermiyor muyuz?

İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de kadınları çocukları havaya uçurduklarında; besleme medyadaki arkadaşlar utanmadan, "Ne malum PKK’nın yaptığı" demedi mi?

Şehit çocukları çıplak ayakla gezerken, tabut başındaki karnı burnunda tazeler Allah’ıyla baş başa kalmışken; fitreleri zekátları Mehmetçik Vakfı yerine, Almanya’da din-iman hortumcusu olduğu alenen tescillenen Deniz Feneri’ne vermiyor muyuz?

Gariban ailelerin çocukları şakır şakır şehit düşerken, subay-astsubay çocukları oradan oraya tayin edilip, lise mezunu olana kadar 28 tane şehir değiştiriyor; yaşadıkları travma nedeniyle üniversite kazanamıyor ve onlara hiçbir ayrıcalık tanınmıyorken; "Babamın parası var, benim de bokumda boncuk var, onun için yurtdışında okuyorum" diyenler askerlikten yırtmıyor mu?

Bir zamanlar bu memlekette askerlik yapmayana kız bile verilmezken, "Popomda sivilce çıktı, bak bu da raporu" diyenler, askerlikten sıyırmıyor mu?

*

Genelkurmay, 68 kere basılan 46 şehit verdiğimiz gecekondudan bozma dandik karakolu, parasızlık nedeniyle 100 metre ileriye taşıyamadığımızı açıklarken; Genelkurmay eski Başkanı’na, korgeneral refakatinde askeri uçakla taşıyarak, 1 trilyon liralık zırhlı Audi almadık mı?

*

Neymiş efendim, terör zirvesi toplanmış, kararlılık mesajı çıkmış...

Yerim ben sizin o kararlılık diyen dillerinizi, yerim.


kaynakca

"we’d be so less fragile
if we’re made from metal
and our hearts from iron
and our minds from steel
and if we built an army
full of tender bodies
could we love each other
would we stop to feel

and you want three wishes:
one to fly the heavens
one to swim like fishes
and then one you’re saving for a rainy day
if your lover ever takes her love away

you say you want to know her like a lover
and undo her damage, she’ll be new again
soon you’ll find that if you try to save her
it will lose her anger
you will never win

and you want three wishes:
you want never bitter
and all delicious
and then one you’re saving for a rainy day
if your lover ever takes her love away

you want three wishes:
one to fly the heavens
one to swim like fishes
you want never bitter
and all delicious
and a clean conscience
and all it’s blisses

you want one true lover with a thousand kisses
you want soft and gentle and never vicious
and then one you’re saving for a rainy day
if your lover ever takes her love away"