yani


gectigimiz yollari ariyor gozum yine,
sanirim sehir uzakta kaliyor.
ellerimi uzatsam tutmak isterim gunu
ama gunes her gece tepemde doguyor

yani olmuyor olmuyor istesem de
kimse gelmiyor beklesemde.
yani olmuyor olmuyor istesem de
kimse gelmiyor.

yaz kokusu duyardim kisin ortasında bile,
uzun cumleler kurardim konusurken.
eski filmlerde kaldi boyle sozler,
ama simdi filmler bile eskimiyor.

yani olmuyor olmuyor istesem de
kimse gelmiyor beklesemde.
yani olmuyor olmuyor istesem de
kimse gelmiyor...
firat tani$'a ait sozler...


ascii art


google guzelliklerinden biri daha...

dis agrisi


yaklasik on gundur manasiz bir dis agrisi ile bogusuyordum. bir sag ust, bir sol ust taraf agriyordu. hafta sonu tatilimi rezil ettikten sonra, pazartesi gozumu hastanede actim. yapilan muayeneler ve cekilen filmlerden sonra herhangi bir curuk olmadigi anlasildi. manasiz bir sekilde doktorun yuzune bakinca bunun, geceleri uyurken kendini kasmamdan, dislerimi slkmamdan kaynakladigi bilgisini ogreniverdim...

ayrica bu yaptiklarim dis etlerimede zarar vermis, bugun aksam uzeri, gerekli muayene ve tedavinin ilk kismi dis eti cerrahi tarafindan yapildi. gecmez ise dis etlerindeki sorun bu defa daha buyuk bir operasyon yapilacakmis...

ayrica persembe gunu protez bolumune gidip gece uyurken takmak icin dalgametre yaptiracakmisim...

en guzeli, birakip bu isleri anti-depresana vurmak beyni :)

mi...


iyi gunde ve kotu gunde, sahiplenmeden, kosulsuz, nedensiz, beklentisiz, degistirmeden, ehlilestirmeden, hatta kendine ragmen, insan sevebilir mi birini?

onyedi agustos


unutma, unutturma. sucluyu, masumu, katili, peskes cekeni, izin vereni, izin vermeyeni, gocuk altinda kalani, yasamaya calisani, firsatciyi, firsatsizi, oleni, oldureni, insanligini, zalimligini...

unutma, unutturma...

sizin hic babaniz oldu mu?


gozumu actigimda seni gordum. adinla seslindim hep sana. asiydim cunku, oglundum...

elinden dusmeyen fotograf makinana, gur kaslarina, durusuna, sozlerine, sacina, tenine hayran buyudum. ne yaparsan taklit etmek istedim, babasinin oglu desinler diye kucucuk fasulye halimle paraladim kendimi. bak, babasiyla oglu geliyor demeliydi herkes.

koskoca bir adamdin benim icin. elinden dusurmedigin kitabin, her sayfasini hatmettigin gazeten ki-ugruna seni oldurmeyi goze aldiklari- dinledigin muziklerin, bana ovuncle bakisindi kalbimi pirpir ettiren.

kimse anlamazdi sana olan hayranligimi, oglan anaya, kiz babaya derler ya. yalandi benim icin o soz. ben senin oglundum sonucta.

hic inat etmezdim, ne dersen yapardim tum asiligime ragmen. hikaye anlatmazdin bana uyumadan once, gazete okur, kitap okurdun. senden ogrendim ben dunyaya nasil bakmam gerektigini, kimin dost, kimin hain oldugunu. sayende biliyorum tum sairleri, edebi romanlari. sayende biliyorum oniki eylul'un ne oldugunu, askeri, tanki, tufegi... en iyi oyun arkadasim, canim, hayatimin isigiydin.

okumayi sana inat ogrendim televizyondan, televizyonu acmami yasaklamistin oysa sen. iyiligim icindi, ama asiydim, oglundum. kucagimda defterim, senin kursun kalemlerinle yazdim, cizdim, okudum herseyi. kucuk bir fasulyeydim aslinda, ilkokula basladim. okumayi bildigim halde atlattirmadan beni sinif, ezilmesin oglun diye...

karnemi almaya yakin kotu oldun, ankara'ya gittin evimizden. ameliyat olacagim dedin, bilmiyordum ne demeye calistigini... karnemi aldigim gun karini, anami alip yanina kostum... cocuktum ben, hizli kosamadim, yetisemedim sen giderken.

goremedin her tarafi pekiyilerle dolu karnemi, oldu baban diyemediler bana, gun oldu devran dondu. ev kalabalik oldu. anlayamiyordum, karnem vardi elimde, sana gosterecektim. oglunun basarisini gor istiyordum, tek dilegim buydu.

baban oldu dediler, bak bu kutunun icinde dediler...

inanmadim, inanamadim. yalan soyluyorsunuz, karnemi gorecek, beni opecek, koklayacak diye ciglik attim... sarildilar bana. biliyordum fasulye kadar boyumla, olmenin ne oldugunu, geri gelmeyecegini, artik sensiz oldugumu.

yoktun artik, oglun sensiz. sen oglunsuzdun...

benim babam olmustu, sana isminle hitap edemeyecektim, ellerime tutusturdugun fotograf makinanla birsey cekemeyecektim, bak bunlari okudum sen gelene kadar diyemeyecektim, kokundan uzak, fikrinden uzak, sesine hasret bir cocuk biraktin giderken.

bu yuzden her fotograf cekerken yasadigim durgunluk, bu yuzden nefretim ankara'ya, bu yuzden inancim yok dunyaya, bu yuzden yalan tum sevgiler...

sen varken tamdim, yoklugunla hep yarim yasadim, yasiyorum ve yasayacagim

ne demis cemal sureyya;

sizin hic babaniz oldu mu?
benim bir kere oldu kor oldum
yikadilar aldilar goturduler
babamdan ummazdim bunu kor oldum
siz hic hamama gittiniz mi?
ben gittim lambanin biri sondu
gozumun biri sondu kor oldum
tepede bir gokyuzu vardi yuvarlak
soylelemesine maviydi kor oldum
taslara gelince hamam taslarina
taslar piril pirildi ayna gibiydi
taslarda yuzumun yarisini gordum
bir sey gibiydi bir sey gibi kotu
yuzumden ummazdim bunu kor oldum
siz hic sabunluyken agladiniz mi?