tasindik

cok oldu bloggerdan gideli... yazmayi unutmusum... www.bes.gen.tr

raif bey degilim ben...


kimi zaman cok seversin, kimi zaman cok canin yanar, kimi zaman oylece suskun kalirsin sadece… 

belki ben raif bey degilim, o maria puder degil, hatta hayatimiz sabahattin ali’nin kaleminden dokulen kurk mantolu madonna romani degil ama 

 ruhumda infial yaratir bu sozler;
“…muhakkak ki dunyanin en luzumsuz adamiydim.hayat beni kaybetmekte hicbir sey ziyan etmeyecekti.”

“nicin ilk defa gordugumuz bir peynirin esvafı hakkinda soz soylemekten kactigimiz halde ilk rasgeldigimiz insan hakkinda son kararimizi verip gonul rahatligiyle oteye geciveriyoruz?”

“bu yasimdan beri mevcudiyetin
den bile haberim olmayan bir insanin vucudu birdenbire benim icin nasil bir ihtiyac olabilirdi?”

“…zaten kucuklugumden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kismini ilerisi icin saklamak isterdim.”

“…cunku muphem bir his bana, kim olursa olsun bir insani tamamen gordukten ve gorduklerini kendinden saklamadiktan sonra, ona hicbir zaman busbutun yaklasilamayacagini fisildiyordu.”

” ‘demek beni kiskanmiyorsunuz ha?’ dedi ‘beni sahiden bu kadar cok mu seviyorsun?’ “

“icinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insan hicbir zaman bu sevgiyi bir kisiye inhisar ettiremez ve kimseden de boyle yapmasini bekleyemez. ne kadar cok insani seversek, asil sevdigimiz bir tek kisiyi de o kadar cok ve kuvvetli severiz. ask dagildikca azalan bir sey degildir.”

Türkiye’de yeni çocuk sahibi olan ailelere verilen hediye trendleri değişiyor ve yerini farklı hediye fikirlerine bırakıyor. Bebek bekleyen anneye iş yerindeki arkadaşları artık kırmızı kurdeleli altın yerine doğum fotoğrafçısı hediye ediyor.

Türkiye’nin en tecrübeli doğum fotoğrafçılarından biri olarak 6 yıldır çalışan Alev Durmuşoğlu, 700’den fazla doğumda anne ve babaların en özel anlarını ölümsüzleştirdi.

Şirketlerden doğum fotoğrafçısı hediye

Doğum fotoğrafçısı Alev Durmuşoğlu, “Bir anneye verilebilecek en güzel hediyelerden biri doğum fotoğraflarıdır. Kaç kez doğum yaparsa yapsın, bir kadın için her biri ayrı, benzersiz ve özel olan bu anların belgelenmesi ile ortaya çıkan fotoğraflar anne adaylarını çok mutlu ediyor” diyor.

Yaşamın en özel anı

Alev Durmuşoğlu, evli bir çiftin yaşamlarının en özel anının bebeklerinin doğumu olduğunu söyleyerek, bebeğin anne karnındaki son dakikalarından başlayarak, doğum anı, ilk muayenesi, ilk banyosu  gibi ilklerin bebeğin hayatında çok özel bir yeri olduğuna dikkat çekiyor. Alev Durmuşoğlu, doğumu söyle anlatıyor:

“Bebeğin annesi ve babasıyla ilk tanışması benim için çok özel bir an. Bu fotoğraflar ilk kez aileyi bir karede görüntüleme fırsatı veriyor. Bu karelerin çekimleri, paha biçilmez bir hatıra değeri taşıyor. Anne adayının iş arkadaşları ya da eşleri bu anları ölümsüzleştirmek doğum fotoğrafçısı hediye etmeye başladılar. Çalışma arkadaşlarına doğum fotoğrafçısı hediye eden şirketlerin ve eşlerin sayısında büyük artış var.”

1000 tane çocuğum var

Türkiye’nin en deneyimli doğum fotoğrafçılarından olan Alev Durmuşoğlu 6 yılda 700’den fazla doğuma girerek yaklaşık 1000 bebeğin doğumuna tanıklık etti. İstanbul dışında Türkiye’nin farklı illerinde de doğumlarda fotoğraf çeken Durmuşoğlu, “Bekarım ama 1000 tane çocuğum var. Hepsinin benim kalbimde yeri ayrı. Yıllar geçtikçe onlardan anneleri vasıtasıyla haberler almak beni mutlu ediyor. Kendimi o çocukların ikinci annesi gibi görüyorum” diyor.

Alev Durmuşoğlu 
www.dogumfotosu.com

ilhan selcuk

cok degil daha 3 ay once abdulcanbaz'i gorup anmistim kardesini. once Turhan usta terk etti bizi, simdi sen...


ruhun sad olsun...


Turhan Selcuk anisina
cok merakliydim cocuklugumdan beri karikature...


hep heves ettigim, asla beceremedigim bir sanatti benim icin...







okuma bilmeyen cocuk halimle gazetedeki koseni anlamaya calisir, anlayamadigimda babama sorardim...




kaybettigimiz onca seyin arasinda sen de dahil oldun turhan usta...




daha bir hafta once abdulcanbaz'in heykelini gorunce vay turhan ustamin saheseri buradaymis diye sevinmistim...


kursagimda kaldi sevincim.


o soguk istanbul gununde, rahmi koc muzesi'nde yetim biraktin o'nu ve kalan tum cizimlerini...


ruhun sad olsun...

baba

bundan yaklasik yirmi kusur sene once, kucuk bir cocuktum... dunyayi senden, anamda ve kendimden ibaret sanan kucuk bir cocuk.
okumayi erkenden ogrenen, kitap okumayi oyuna tercih eden, gazete okumaya calisan, okulu cok kolay bulan, gorenlerin buyumuste kuculmus dedigi bir cocuk...


seni kara topraga verdigimde buyudum. o minik parmaklarim, fasulye boyum, kus kadar agirligim yok oldu. koskoca bir cocuk, koskoca bir adam oldumu sandim, uzerine atilan her kurek toprakla.
agladim ardindan, gunler geceler boyu. usursun orada diye gitmek ustunu ortmek istedim, her gece ustumu actigimda gelip senin orttugun gibi... "olmaz" dediler, "usumez" dediler, "o artik orda degil" dediler...

inanmadim.

inanamadim, cunku sarilmistim sana, uzerine ellerimle toprak atmistim, herkes gidene kadar orada dikilmistim... sen topragin altinda kalirken mezarinda, dunya benim mezarim olmustu coktan. okudum, cok calistim. kucuk bir adamken, sozde koskoca bir adam oldum. oysa, sen yoksan ben koskocaman degilim, adam hic degilim....


ruhun $ad olsun..

Nazim...

olum yildonumunde bir yil once yazdigim yaziyi yeniden canlandirmak istedim.
kiz cocugu

kapilari calan benim
kapilari birer birer.
gozunuze gorunemem
goze gorunmez oluler.

hirosima'da oleli
oluyor bir on yil kadar.
yedi yasinda bir kizim,
buyumez olu cocuklar.

saclarim tutustu once,
gozlerim yandi kavruldu.
bir avuc kul oluverdim,
kulum havaya savruldu.

benim sizden kendim icin
hicbir sey istedigim yok.
seker bile yiyemez ki
kagit gibi yanan cocuk.

caliyorum kapinizi
teyze, amca, bir imza ver.
cocuklar oldurulmesin
seker de yiyebilsinler.

nazim hikmet ran


video icerigi;
Nazim Hikmet Oratoryosu

Conductor: Ibrahim Yazici
Poetry: Genco Erkal
Piano: Fazil Say
Vocal: Zuhal Olcay
Baritone: Guvenc Dagustun
Child Vocal: Kansu E. Tanca
Flute: Dersu E. Tanca
Glockenspiel: Sezer Yılmazer
Bilkent Symphony Orchestra
State Polyphonic Choir

iste hayatim

Sabah en gec 9'da baslayan mesaim, gunun belirsiz saatlerinde biter... i$te hayatim...