Toplumda bir suredir THY grev karari konu$uluyor. Boyle buyuk bir kurum grev yapamaz, bu karar ekonomiyi etkiler, istikrari bozar diye her onune gelen, gerek medya, gerek yonetim basiyor yaygarayi.
Unutulan ve gozardi edilen bir unsur var. Grev cali$anin dogal ve yasal hakkidir. Ulkede istikrar bir grev ile bozulmaz, vatanda$lar haklarini alamiyorlarsa bunun icin yasal zeminde kanitlanmi$ davrani$larini gostermekte sonuna kadar haklilar...
Bu konuyla ilgili Aziz Celik guzel bir yazi yazmi$...
grevsiz gül bahçesi ne kadar güzeldi! grevin bir işçi hakkı olduğu neredeyse unutulmuştu. emekçiler grevsiz, toplusözleşmesiz, sendikasız hatta sigortasız gül gibi geçinip gidiyordu! "iş barışı" tesis edilmiş, kişi başına 10 bin dolar milli gelir hedefine doğru emin adımlarla yürünüyordu. sırası mıydı şimdi, nereden çıktı bu grev kararları!
önce hava-iş'in thy'de, ardından teksifin altınyıldız, vakko, yunsa, kordsa gibi büyük tekstil şirketlerinde aldığı grev kararları dünyanın en acayip işi olarak algılanıyor. özellikle hava-iş'in yürüttüğü toplusözleşme mücadelesi karşısında, hükümet büyük sermaye örgütleri ve merkez medyanın önde gelen kalemlerinden (aralarında bilim insanlarının da olduğunu ekleyelim) oluşan bir kutsal ittifak kuruldu ve taarruza geçildi.
önce türkiye ihracatçılar meclisi (tim) başkanı oğuz satıcı grevin modası geçtiğini buyurdu. oğuz bey istikrarlı bir "anti-grev tim'i" mensubudur. 2003-2004 yıllarındaki şişe-cam grevleri sırasında da önemli vazifeler görmüş, hükümetin cam grevlerini ertelemesi için etkin bir kulis yürütmüş hatta grev erteleme davası sırasında danıştay'da müdahil olmak istemişti. satıcı'nın ardından bu kez bir bilim insanı, eser karakaş {star, 7.8.07) sendikacılığın ve toplusözleşmenin modasının geçtiğini ima etti ve thy çalışanlarına bireysel sözleşme önerdi. son olarak taha akyol {milliyet, 8.8.07) grev olursa türk ekonomisinin büyük darbe yiyeceğini yazdı. tekstil'deki grev kararın ardından ise eski bir tekstil işvereni grevin sektörde 3 milyar dolar zarara yol açacağını iddia etti {tdn, 8.8.07).
grevin modasi geçti mi?
grevlerin ekonomik zarara yol açması gerçeği büyük bir şaşkınlıkla karşılanıyor. birbirinden çarpıcı zarar tabloları ve felaket senaryoları gündeme getiriliyor. adeta suyun ıslak olmasına, ateşin yakmasına şaşırıyorlar. grev elbette ekonomik etkisi olan, ekonomik zarara yol açan bir araçtır. ve bu özelliği bilinerek evrensel kabul gören, uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan bir hak. aksi halde grevin bir anlamı olmazdı. yaptırım gücü olmayan, işverene ekonomik etkisi olmayan bir grevi işçi neden yapsın, böyle bir grevden işveren neden çekinsin. ister kısa süreli olsun ister uzun süreli olsun grev tam da ekonomik etkisi nedeniyle etkin bir araçtır. ve grev böylesine ciddi bir iş mücadelesi yöntemi olduğu için sendikalar grev aracını rastgele ve güle oynaya kullanmazlar. nitekim hava-iş sendikası da grev kararının mutlaka grev uygulaması anlamına gelmediğini ve grevsiz çözümün hâlâ mümkün olduğunu vurguluyor.
grevin modası geçtiğini söylemek ise olsa olsa bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın bir sonucudur. diğer sektörleri bir yana bırakalım, sadece havacılık sektörüne bakalım: mayıs ayı içinde italyan havayolları (alitalia) ve iskadinav havayolları (sas), haziran ayı içinde hindistan havayolları çalışanları grev yaptı. dahası fransız havayolları (air france) 1998 dünya futbol şampiyonası sırasında greve gitmişti. listeyi uzatmak mümkün ama gereksiz. demek ki "modası geçmiş" grev pek çok yerde çalışanlar tarafından hâlâ kullanıyor
yazinin tumu icin
0 comments:
Post a Comment