normal bir sekilde akip geciyor zannedersin zamani...
etrafinda yer alan az sayidaki "yakin"ninin verdigi "destek"le hersey yolunda diye dusunursun, guvenirsin arandaki onca yillik hukuka. kimi zaman agzina fermuar cekmez en sakli sirlarini paylasirsin, kimi zaman oturur guler eglenirsin. alismissindir arkadan vurulmaya, yaralanmaya, kandirilmaya ama yok bu defa oyle degildir diye dusunursun.

oysa yakin bildiklerin farkedemeyecegin kadar ince ama ucunda zehiri olan kilicini saplamaya baslamistir. kulaginda dostani sozcukler, gozunde bir perde vardir. fark etmezsin sinsice ilerleyen kilicin icini parcalayisini, damarlarina karisan zehri... oysa sen, o'na guvenip, gozun kapali yururken yolunda hendegi kazmistir seni "uyandirmadan". fark etmez devam edersin yoluna, kulaginda dostani sozcukler, yaninda olan destegi varsayarken...
bir anda dusmeye baslarsin kazilan cukura. o an fark edersin gozunun kapali oldugunu, bogrunde acilan kilic yarasindan sizan kani. gozunu acmaya calisirsin, ciglik atmaya cabalarsin. tam yere carpacagin sirada uyanirsin sicak yataginin icinde.
once afallar, kontrol edersin kanayan yarani. sonra "oh be ruyaymis" dersin.
kimse seni arkandan vurmamistir, kimse seni kandirmamistir, kimse sana tuzak kurmamistir. hafifce gerinip cikarsin sicak yatagindan, buz gibi gercek dunyaya karisirsin sessiz sedasiz.
neyse ki ruyaymis, ya gercek olsaydi...
0 comments:
Post a Comment