Filmi izlemeden once onlarca onyargim vardi. Ozellikle Leonardo Dicaprio benim icin Titanic'teki maraba tiplemesi yuzunden bir aktorden cok figuran osmandi...
Feribotla adaya gelen Teddy ve ortagi hapishane ve akil hastanesi arasinda bir yapiya dogru ilerliyorlar. Adanin film icerisindeki onemini dakikalar gectikce ister istemez fark ediyorsunuz.
Ozellikle filmin ilk on dakikasi icinde bahcede ciceklerin kenarindaki kadin beni oldukca rahatsiz etti. Once korkmus gozlerle Teddy Daniels'e bakti, sonra parmaklarini dudaklarina goturup ssshh yapti, ardindan o korkunc gulumsemesi yuzunu kapladi...
Film boyunca Teddy onlarca defa ani, ruya, hayal, sanri goruyor kimisinde ikinci dunya savasinda bir nazi kampinda, kimisinde yanginda olen karisinin yaninda, kimisinde bilmedigi diyarlarda...
Film hakkinda onlarca elestiri okudum. Tumu basindan sonu belliydi, yok katil usakti, aman boyle klise film mi olur edasiyla doluydu. Bu film basindan sonuna kadar koltuga mihladi. Gerildim kimi zaman, ofkelendim, sasirdim ve son ana kadar ne oluyor burada diye izledim.
En kisa zamanda izleyin ve benim gibi Leonardo DiCaprio nefretinizden arinin... Bu kadar iyi bir oyunculuk az filmde karsiniza cikar. Bu sansi kacirmayin.
0 comments:
Post a Comment